неделя, 24 август 2014 г.

Bu Yazabildiğim Son Yazım...

Bu Yazabildiğim Son Yazım...
Kırık Bir Aşk Hikayesini Buruk Bir Sevda Masalının Tüm Yıkıntılarını İçinde Taşır...
Artık Ne Özlem Duyuyorum Senli Günlere Ne de İsyan Ediyorum Kadere...
Bir Başkaldırmışlığın Asil Sessizliği Var Dizelerimde...
Okursan Değil Duyarsan Anlarsın...
Bu Satırlar Sana Değil Senin Korkaklığına Ağlyor...
Varlığınla Bıraktığın Derin Keder Rüzgarın Pencereden İçeri Getirdiği Yağmur Kokusunda Kendini Açık Eder...
Farkındayım Yaşadığım Karşı Konulmaz Bir Acı ve Keder...
Senin İçin Sana Çarpan Bu Yürek Artık Senli Anların Acı Bedelini Öder...
Sevgili...!
Merak Etmekten Kendimi Alamıyorum... 
Gerçekten Sevdin mi Beni?
Mesela Yolda El Ele Yürürken Kokum Sana Geldiğinde İçinde Bir Yerlerde Bir Sızı Oldu mu Hiç? 
Bunu Sakın Beddua Olarak Kabul Etme...
Çünkü Ben Bir Şey İstemiyorum Artık Senden...
Tek İstediğim  Ne Bir Eksik Ne Bir Fazla Bana Yaşattığın Her Şeyi İyi İse İyileri Kötü İse Kötüleri Sende Yaşa...
Hem Bu Dünyada Hem de O Alemde...

Aşk ki; Kor Ateştir, Düştü mü Yakar Can Evinden Seni...
Hangi Okyanusu İçersen İç Sönmez Tutuşturdu mu Bir Kez Kalbini...
Yeni Bir Umuttu Benimki, Eski Acıları Unutmak, Sil Baştan Başlamaktı Ama Hayallerime Kavuşamadım, Rüzgar Hep Savurdu Onları...
Bir Umuttu Benimki, Derdime Derman, Hastalıktan Kurtulmaktı, Yeniden Seyretmekti Hayatı Ama Bu Sefer Gülümseyerek...
Belki de Yanlış Düşlerdi Ya da Birer Serap...
Yaklaştığımı Sandığımda Aslında Hep Uzaklaştım...
Kavuşamadım, Yetişemedim Hayallerime...
Ben Hiç Bir Zaman Sevemedim Bu Hayatı ve Hiç Mutlu Olamadım Aşkın Yıkılmış Köprülerinde...
Hangi Sabaha Uyansam Güneş Hep Geç Kaldı Beni Isıtmak İçin
Hangi Geceye Uzansam Karanlık Kollarıyla Sardı Beni, Üşüttü...
Hangi Buluta Dokunsam Sırılsıklam Etti Yüreğimi...
Düşlerim Hiç Gerçek Olmadı Bu Umutsuzlar Şehrinde...
Ölümü Bile Ardıma Alacak Kadar Sevdi Kalbim Ama Hiç Bir Zaman Benim Olmadı...
Hep Sonbahar Akşamının Rüzgarlarına Bıraktı Yüreğimi...
O Hızla Sallayıp Düşürdü Beni Sevda Salıncağından...!
O Gün Yüreğimi Savurmuş, Savuşturmuştu...
Hatırlatmıştı Hiçliğimi...
Ondan Başka Bir Hayale Dalınmıyor Öyle Çarçabuk...
Aşkı Konduracak Yüzler Yok Oluyor... 
Etrafta Onsuzluktan Geçilmiyor...!
Niye Bu Yürek Hep Ona El Açıyor?!
Neden Onsuzlukla Başbaşa Kalıyor?!
Niye Onun Yüzünden Buralara Sığılmıyor?!
Buralarda Durulmuyor?!
Buralar O Olmayınca Buram Buram Onsuzluk Kokuyor?!
Sevdası Yamandı...
Rüzgarlarıyla Tanışmıştım Önce İçimi Cayır Cayır Kavuran...
O Bir Rüzgardı Kimi Zaman Ilık, Kimi Zaman Sert Esen...
Yüzüme Gün Işığının Vurduğu İlk Saatler Gibi Aydınlıktı...
Güneş Bir Başka Doğardı Onun Olduğu Günlerde...
Gecelerim Bir Başka Güzeldi, Rüyalarım Daha Bir Anlamlıydı...
Ayağımı Yerden Kesen Bir Güçtü Ruhunu Alıp Bulutlara Yükselten...
Ben Böyle Bir Sevda Yolunda Dikenlere Rağmen Yalın Ayak Yürüdüm...
Yürüdükçe Canım Yandı, Canım Yandıkça Sevdim, Sevdikçe Öldüm...
Ben Yandıkça Sancılar Gecelerimi Sardı...
Ben Alev Aldıkça, Sevda, Aşk Dedikçe İtildim...! 
Ne Kadar da Ucuza Satıldım...! 
Ne Kadar da Hafife Alındım...!
Kendimi Yitirmişliğim Onun Eseri...
Gurur Duysun Kendiyle...!
Gülüşlerimin Sebebiyken Katili Oldu Sevinçlerimin...
Nasıl Kıyabildi Böyle Masumca Sevene Bilmiyorum...
Artık Bir Bitişe Hazırlanıyorum...
Aynaya Her Baktığımda Biraz Daha Eksildiğimi Görüyorum...
Aklım Şaşkın Sevdam İse Deli ve Taşkın...
Görünmüyor Ama Narındayım Ben Aşkın...!
Yaz Yağmurları Kısa Sürer Benim Hayatımdaki Mutluluklarda Öyle...
Ben Ne Zaman Mutlu Oldum ki Hala Bekliyorum Mutluluğu...!
Suçlu Aramıyorum, Suçlu Benim, Bile Bile Ateşe Uçtum...
Yandığım İçin İtiraz Etme Hakkm Yok, Ben İstedim...!
Ağlamalıym Şimdi...
İçimi Boşaltıncaya Kadar Ağlamalıyım...
Haddimi Aştığım İçin Ağlamalıyım... 
Suçlu Aramamalıyım...
Sahip Çıkamadım Kalbime...
Bıraksaydım Yüreğim Buz Tutsaydı...
Bana mı Kalmıştı Onu Çözmek...!

Bende Yitirilmiş Bütün Güzel Duyguları Ayağa Kaldırdı... 
Geçmişi Unutturup Onla Anılara Daldırdı...
Gözlerinin Hapsinde En Ağır Cezayı Verdi Bedenime... 
Rüzgar Oldu Saçlarımı Okşadı...
Nefes Olup Ciğerlerime Doldu...
Çoğu Zamanda Gözlerindeki Yasak Bakışları Oldum... 
Elleri Oldum Umudu Tutmak İçin... 
Ama Anladım ki; Kalbi Olmam Gerekirmiş Beni Sevebilmesi İçin... 
Sevebilseydi Keşke...
Kırmasaydı Dallarımı...
Koparmasaydı Açmayan Çiçeklerimi...
Anlasaydı Beni Sevebilirdi Elbette Okyanus Mavisi Gözlerimi...
Sevebilirdi Onun İçin Atan Kalbimi...
Ona Susamış Bu Gönlü...
Ona Susamış Bu Çiçeği...
Çok Yoruldum Artık Onu Düşünmekten, Onu Hissetmekten, Hayaliyle Avunmaktan...
Yoruldum Bu Sonunu Göremediğim Hüzün Dolu Masalı Okumaktan... 
Aklımı Onda Bıraktığımdan Beri Fikrim Uyutmuyor Geceleri...
Aklımı Firara Veriyorum Sessiz Haykırışlarımla...
Cevaplayamadığım Sorularım Çok...
Kederlerim Hüzünlerle Dolu Ama Ben Onu Sevdiğime Hiç Pişman Olmadım...
Gönlüme Kelepçe Vurduğunda Gözlerimden Akan Yaşlarımı Yüreğimdeki Ateşle Kuruttum...
Onu Sevdiğimi Hiç İnkar Etmedim...
Yılların Bitiremediği, Hayatın Engel Olamadığı Bir Sevdaydı O Bende...
İmkansız Değildi Gökkuşağından Ona Ait Rengi Bulmak, Gülümsemesini İçimde Hissetmek...
Gözlerindeki Nemin Birazını, Kalbindeki Sızının Tamamını, Her Nefeste, Her Dokunuşta Kalbin Atışını Yüreğimde Hissetmek...
İmkansız Değildi Onu Doyasıya Sevmek, Ölesiye Özlemek...
Ruhumda, Kalbimin En Derinlerinde, Bedenimin En Ücra Köşelerinde İmkansızlığına Rağmen Hep Onu Yaşadım...
Öyle Zamanlar Geldi ki, Onunla Daldığım Hayalerden Çıkamadım...
Onunla Buluştuğumuz Gün Gökyüzünde Yüreklerimiz Çarpışmıştı...
Gözlerim Gözlerinin Girdabına Yakalanmıştı...
Parçalı Bulutlu Gözlerinden Kalbime Bir Yıldırım Düşmüştü...
Ölümcül Hastaya Yeniden Can Vermişti...
Hep Zayıf Anımda Vurdu Beni...
İzi Kalmış Bir Yara Gibi Dayanılmaz Bir Sızı Oldu Yüreğime... 
Önce Beni Benden Aldı Sonra Kalbimi, Umutlarımı, Hayallerimi, Sevinçlerimi ve Mutluluğumu...
Cemreler Suya Düştü... 
Çırılçıplak Kaldım Hüzünlerim de... 
Boynum Bükük, Rüzgarlar Esiyor Şimdi Üşüyen Gecelerime... 
Kirpiklerimin Penceresinden Yorgun Irmaklar Sızıyor...
Her Şeyi Unutsun Şimdi...
Onu Gördüğüm İlk Günü, Yaşadıklarımızı, Buram Buram Aşk Kokan Cümlelerimi, Gözlerine Baktıkça Yüzündeki Tebessümümü, Kaçamak Bakışlarımı, Sesini Duyduğumdaki Heyecanımı, Susmalarımı, Susmalarıma Gizlenen Gözyaşlarımı, Kahkahalarımın Ardında Gizlenen Hüzünlerimi Unutsun...
Hiç Yaşamamış Hiç Girmemiş Varsaysın Beni Yaşamına...
Sevmelerimi, Körü Körüne Bağlanmalarımı Unutsun...
Ve Eğer Yapabilirse Benim Yerime de Unutsn, Çünkü Ben Çok Denedim Beceremedim!
Onsuzluğa Giden Yolların Sessizliğinde Hüznü Yüklendim Sırtıma Gidiyorum...
Yol Uzun, Bedenim Halsiz, Ben Sensiz ve Artık Her Şey Anlamsız Biliyorum...
Ne Zaman Dönüp Bakmak İstesem Arkama, Arkamda Kimse Olmadığı Geliyor Aklıma, Tükenen Ümitlerle, Son Bulan Hayallerle ve Gözyaşlarımla Ağlıyorum...
Bir Sevda Masalıydı Yürekte Belki Ama Benim Hayallerime Tuz Biber Ekti...
Onun Kentinin Parlayan Akşamları Benim Şehrimi Hep Ağlattı...
Onun Kentinde Güneşler Doğarken Benim Şehrim Kapkaranlıktı...
Onun Kentinde Filizlenen Bir Sevda Benim Şehrimin Yaralarını Kanattı...
Şimdi Bu Şehrin Toprağında Yatıyor Bir Garip Sevdalı Ölü...
O Henüz Bilmiyor Ama "Sevda" Şehrimin Toprağında Gömülü...

Няма коментари:

Публикуване на коментар